Mart Ayında Okuduklarım – 2020

Farkında olmadan başlattığım kitap okuma ve blog yazma zinciri büyümeye devam ediyor.

Şubat yazımı okuyan Ramiz düzenli kitap okumaya ve blog tutmaya başlamış. Fatih‘e hediye ettiğim Kurumsal Kobaylar kitabını bitirmiş. Kısacası kitaba bayılmış :)

Mart ayında 4 kitap okuyarak aylık kitap hedefimi 1 arttırarak geçtim. Böylelikle yılın 1. çeyreğini 12 kitap okuyarak kapattım.

Reklam – Zekâyı Sihre Dönüştürmek – John Hegarty

Kitap, Ercan’ın ofisinden aldığım kitaplardan bir tanesiydi.

Kitabı okuyunca ülke olarak ne kadar da geri olduğumuzu bir kez daha fark ettim. En son Mindhunter’ı izlerken bu kadar geri olduğumuz gerçekliğiyle karşılaşmıştım. Bu kitapla beraber bunu daha yakından görebilme fırsatım oldu.

Hegarty, kendi reklamcılık serüveninden başlayarak yaşadığı ilginç deneyimlerle reklamcılığı çok güzel anlatıyor. Kreatif direktörlüğün acı ve gerçekçi yanlarını bir yönetici olarak güzel özetliyor. 

Kitabı okurken yer yer sıkıldım. Belki de bu bilinçli yapılmış tipik bir reklamcı düşüncesi olabilir. Ama sonlara doğru çok güzel toparlamış. Reklamcılığın görünmeyen taraflarını, kan, ter ve gözyaşını bu kitapta bulabilirsiniz. 

Kitabı okuduğunuzda biraz ansiklopedi kokusu alabilirsiniz ama içinde birkaç güzel nokta beni heyecanlandırdı. Levi’s 501 macerası okumaya değer. Bu reklamcılar çok tehlikeli!

Dipnot: Hegarty’nin kurucu ortakları arasında yer aldığı BBH’nin Singapur, New York, Sao Paulo, Şanghay, Mumbai ve Londra’daki ofislerinde bugün yaklaşık olarak 1000 kişi çalışıyor. Şirket hisselerinin %51’i BBH’ye, kalan %49’u ortakları Publicis’e ait. 

Puanım: ★★★★☆ 

Değirmen – Sabahattin Ali

Sanayi Mahallesi’ndeki Ekol Künefe‘de müşterilerine kitap hediye eden harika bir çalışan vesilesiyle bu kitabı okuma fırsatı buldum. 

Sabahattin Ali’ye 2017’den beri romantik yazar diyorum. Benim için kesinlikle bir romantik yazar. Hele ki Kürk Mantolu Madonna’yı okuduktan sonra içinde yaşadığı fırtınaları daha da yakından görebilme fırsatım olmuştu..

Değirmen’i okumaya ilk başladığımda Kuyucaklı Yusuf’da hissettiğim acıyı, İçimizdeki Şeytan’da yaşadığım dramayı, Kürk Mantolu Madonna’da hissettiğim aşkı yaşayacağımı düşündüm.. Bu düşüncem ikinci bölümden sonra keskin bir şekilde değişmeye başladı. İlk bölümdeki öyküler beni Cumhuriyet döneminin kokusuyla mest etti. Ama ne yazık ki ikinci ve üçüncü bölüm için maalesef bunu söyleyemeyeceğim.

Romantik yazarın Kuyucaklı Yusuf’u yazma noktasına nasıl geldiğini bu kitap ile çok yakından görebildim. Değirmen ve Kağnı gibi öykü kitaplarıyla acemiliğini attığını düşünüyorum. Böylelikle Kuyucaklı Yusuf ile palazlanabilmiş..

Dili Cumhuriyet dönemine ait olduğu için biraz ağır. Anlam kargaşaları bakımından okumakta biraz zorluk çekebilirsiniz. Kitap sizi ister istemez Cumhuriyet dönemini götürüyor..

Puanım: ★★★☆☆ 

A’dan Z’ye Pazarlama – Philip Kotler

Kitap, yine Ercan’ın ofisinden aldığım kitaplardan bir tanesiydi.

Kitabı okumaya başladığımda eski bir kitap olduğunu çok rahatlıkla fark edebildim. Yazar, 2000’li yılların pazarlama koşullarına göre konuyu irdelemiş ve anlatmış. 2005 yılında basılmasına karşı birkaç konuda ne kadar vizyonlu olabildiğini çok rahatlıkla söyleyebilirim.

Pazarlamayla ilgilenen herkesin bilmesi gereken 80 kavramı teker teker ele alıp bunları sade ve okunabilir bir dille anlatmayı başarabilmiş. Çevirmenin elleri dert görmesin :) Kitabın dili oldukça temiz. Kısaca kadayıf gibi diyebilirim. Keza okurken büyük bir keyif aldım. 

Kitap adının hakkını veriyor. Gerçekten a‘dan z harfine kadar arasında geçen ve pazarlama ile doğrudan ilişkili (Birkaç madde de ağzım açık kaldı diyebilirim) bütün konuları ele almış. İçerisinde çok güzel vakalar var. Hatta bunlar benim birkaç fikir bulmama vesile / ilham oldu diyebilirim. İlham olan fikirleri düşündükçe heyecanlanıyor ve içimdeki girişimciyi susturmak istiyorum :)

Pazarlamayı merak ediyorsanız ve ufkunuz açılmasını istiyorsanız okumanızı tavsiye edebilirim. 

Puanım: ★★★★☆ 

Anne Ben YouTuber Oldum – Uras Benlioğlu

Kitabı instagram’da takip ettiğim birkaç YouTuber vesilesiyle sipariş verdim.

Sipariş verirken biraz çekinmiştim.. Kitap elime ulaşınca büyük bir hayal kırıklığı yaşadım. Öncelikle boyutundan sebep kandırıldığımı hissettim. Sitede normal kitap boyutlarında kapak fotoğrafları vardı ama gerçekte 1:1 (neredeyse) oranında not defteri büyüklüğündeydi. Ayrıca ikinci kandırılmayı kapakta okunmayan anlatı yazısıyla yaşadım. Kitap meğersem anlatıymış!

Üçüncü şoku kitabı karıştırırken yaşadım. Kitap normalde 50-75 sayfa olacakken başlıkları büyük yazarak sayfa sayısını (156) arttırmışlar! Özgün bir çalışma yapmaya çalışmışlar ama becerememişler. Tipografi katliamından gözlerim yaşardı. Mizanpaj kitaba hiç uğramamış. İnkılap yayınevi bu kitapta ne de olsa Uras’ın 2.7M takipçisi var her türlü satarız mantığını gütmüş sanırım.. Yoksa böyle bir kitap çıkartmak akıl karı değil. 

Kitabın içeriğinden bahsetmek istemiyorum. Belli ki PR amaçlı yapılmış bir eser. Konu bütünlüğü hiç yok. Kurgu olarak çok kopuk noktalar var. Soruları iyi hazırlanmamış. 

Puanım: ★☆☆☆☆


Mart ayında okuduklarım kısaca bu şekilde. Peki Mart ayında siz hangi kitabları okudunuz?

Good Reads profiliniz varsa kitaplar konusunda birbirimize öneri verebilir ve kitap konusunda mini bilgi alışverişlerinde bulunabiliriz. Beni tarikcayir kullanıcı adıyla Good Reads’ta takip edebilirsiniz :)

Nisan’ın yazısıyla görüşmek dileğiyle..

Paylaş

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir